Ana içeriğe atla

ARAPÇA-YUNANCA-İBRANİCE ARASINDA GEÇİŞLER


ARAPÇA VE İBRANİCE İLE YUNANCA ARASINDAKİ SEMANTİK GEÇİŞİMLER ÜZERİNE PRELİMİNER BİR MAKÂLE

Hazırlayan: Dr. Isus Theodoros
Tercüme: Dr. Hakkı Açıkalın
Düzenleyen: Oğuz Yıldırım


TAKDİM
 Yunan fizikçi Dr. Isus Theodoros’un, Nikolaos Eleutheriades’in Antik Yunan’ın kökleri üzerine 1931 senesinde neşrettiği “ΠΕΛΑΣΓΟΙ - Πελασγική Έλλας ΟΙ ΠΡΟΕΛΛΗΝΕΣ (Pelasglar)” isimli eserinden mülhem ve istifadeli olarak kaleme aldığı bu makâleyi, Yunanca aslından Dr. Hakkı Açıkalın Türkçe’ye tercüme etti. N. Eleutheriades’in mezkûr eseri üzerinde çalışmakta olan Oğuz Yıldırım, dizgisini ve metnin nihaî kontrolünü gerçekleştirdi; gerekli gördüğü düzeltme, kısaltma ve ilâve açıklamaları yaptı.



A. GENEL PLANDA HURUFAT ANALOJİSİ
1. ÜNLÜLER (VOWELS, FONİENDA)
Semitik (İbranice, Arapça) - Elliniki (Yunanca)
 ά
 ί, ε
 ο, ϋ
 ά
 ί, η
 ω, ύ
2. DİFTONGLAR (DIPHTHONGS - DİFTOGES)
Semitik (İbranice, Arapça) - Elliniki (Yunanca)
Ay (é) → αι, ει, οι (e, i, i)
Aw (ō) → αυ, ευ, ου (av, af, ev, ef, u)
3. ÜNSÜZLER (CONSONANTS, SİMFONA)
Emfatiko (Emphatical)
Aiko (Voiceless - Sessiz) İhiro (Vocal - Sesli)
3.a. Labial (Hilika - Dudaktan)
İbranice Arapça Yunanca
ف ب π (pi) β (vita)
(ف) φ(fi)
3.b. Nasal (Orino - Burundan)
İbranice: (m), Arapça: ( م), Yunanca: μ (mi)
3.c. Semi-Nasal (İmirino - Yarı Burundan)
İbranice: (w), Arapça: (و), Yunanca: Ϝ (dioğamma)
3.d. Dental Plosives (Odondika İlita - Dişten Sekenler / Fırlayanlar)
İbranice Arapça Yunanca
t ﻂ
t d ت τ (taf) د τ (taf) δ(delta)
3.e. İnterdental (Mesodontika - Diş Arasından)
İbranice Arapça Yunanca
ظ
ث ذ θ (Thita)
3.e.1. Liquid (İgra - Akıcı)
İbranice: (lamed), Arapça: (ل), Yunanca: λ (lam(b)da)
İbranice: (reş), Arapça: (ر), Yunanca: ρ (ro)
3.e.2. Nasal (Orino - Burundan)
İbranice: (nun), Arabî: (ن), Yunanca: υ (ni)
3.f. Palatal (Siriotiko - Damaktan)
İbranice Arapça Yunanca
ş ص ζ (zita) veya M
s z س ز σ (sigma)
(Š veya sn) ( س) ζ (zita), ξ (Ksi) veya Σ sigma)
3.g. Lateral (Plevrika - Yandan)
İbranice Arapça Yunanca
t ş’ ض
t/s’ ı ش ل λ
3.h. Liquids and Nasals (Akıcı ve Burundan)
İbranice Arapça Yunanca
q (k) ş’ ق
k g ك غ κ (kappa) γ (ğamma)
3.i. Laryngals (Larigika - Gırtlaktan)
İbranice: (), Arapça: (ء), Yunanca: () (dasia)
İbranice: (heh), Arapça: (ھ), Yunanca: χ (hi)
3.j. Pharyngal (Farigika - Yutaktan)
İbranice Arapça Yunanca
   Ayın      ح ع           χ (hi) (Dasia)

3.k. Velar Fricatives (Trivomena İperoika - Sürtünmeli Akıcı - Damaktan)
İbranice Arapça Yunanca
ğ. خ غ χ (hi)
B. GEÇİŞİM MİSÂLLERİ
1. Arapça: (مَلَحَ) , (مليح) , (ﻤﻸﺡ) / İbranice: ( מָלֽה מָֽהֽ )
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; güzel görünümlü, hoş, nazik, tatlı, tadı veren; tuz, yemeği tuzlamak mânâlarına gelmektedir.)
μειλίχιος (Milihios: 1. Hoş, tatlı, nazik; 2. Uysal, yumuşak başlı; 3. Lütûfkâr)
μείλια (Milia: Eski Yunanca; “İlâha takdim edilen” mânâsına)
μαλκενίς (Malkenis: Eski Yunanca; bâkir)
μαλκη, μαλκίω (Malki, Malkio: Tir tir titremek, ellerin ve ayakların soğuktan titremesi, üşümek)
a. ﻢ / מ → μ (mi)
b. ل / ל → λ (Lam(b)da)
c. ح / ה → χ (hi), η (ita, i(
2. Arapça: (تحصيل) , (ﻂﯿﻠﺔ) , (ﻂﻮ ﻞ)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; uzunluk, ömür, uzamak, tahsil elde etmek mânâlarına gelmektedir.)
τήλε (Tile: Uzak)
θόλος (Thâlos: Eğitim)
τήλη (Tili/Tilos: Memesi çıkıntı)
τυλίσω (Tiliso: Tomarlanmak, rulo hâline gelmek)
a. ﻂ → “T” (Taf) veya “θ” (Thita)
b. ﻞ → “λ” (Lambda)
c. ا → “η” (ita, i)
d. و → “υ” (i psilon veya “ο” mikron)
3. Arapça: (فرج) , (فرغ)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; iki şeyin aralığı; furce: avret yeri. Feriğ: Dağa çıkmak, bir şeyin dalı budağı, dağdan inmek mânâlarına gelmektedir.)
φάραγξ (Faragks: Coğrafya terimi, derbend, boğaz)
φάρυγ veya Φάρυγξ (Fârig veya fârigks: Yutak, farenks)
a. ف → φ (fi)
b. ر → ρ (ro)
c. ج → γ, γξ (ğamma, ğamma ksi)
d. غ → γ, γξ (ğamma, ğamma ksi)
4. Arapça: (فرق) / İbranice: ( פָרֻק )
(Arapça: Fark, tefrik, müteferrik vs.)
φαρκίς (Farkis: Cilt çizgisi, alın çizgisi)
a. ف → φ (fi)
b. ر → ρ (ro)
c. ق → κ (kappa)
5. Arapça: (فرش) , (فرد) / İbranice: ( בּרֽשּׁ בּ )
(Düzenleyenin notu: Arapça Ferş kelimesinin Türkçesi; yer, kara, toprak, döşektir. Fert kelimesi ise; kişi, tek, mânâlarına gelmektedir.)
φάρσος: (Fârsos: Parça)
πεσευς (Perseus: Yunan Mitolojisi’nde bir kahraman, Lâtince: Part.)
φάρος (Fâros: İşlenmiş toprak, Saban)
ά-φαρος γή (İşlenmemiş toprak)
Afare (Türkçe’de, toprağa karışan yabancı madde)
a. ف → “φ” (fi)
b. ر → “ρ” (ro)
c. ﻯ → “ο” (o mikron)
d. ش,س → σ (sigma)
e. د → δ (delta)
6. Arapça: (فرط)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi: Fart: İleri gitmek, öncü, kusurlu davranmak, bir şeye zarar vermek, kaybolmak mânâlarına gelmektedir.)
περθω (Pertho: Tahrib etmek, talan etmek, yağmalamak)
a. ف → φ (fi)
b. ر → ρ (ro)
c. ط → θ (thita)
7. Arapça: (ورد) , (وريد) / İbranice: ( י،רז׳ )
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; bir yere gelmek, akla gelmek; şah damarı mânâlarına gelmektedir.)
Ήριδανός, ΄Ρόδανος, Ίορδανης (İridanos, Rodanos, İordanis: Üç ayrı nehir ismi)
a. ﺭ → ρ (ro)
b. د → δ (delta)
c. و → η (ita, i)
8. Arapça: (خرط) / İbranice: ( הרש הֽרז הָרת )
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; torba, harita, çizmek mânâlarına gelmektedir. İlaveten, Türkçeye de “harita” olarak geçen Arapça kelimenin Yunanca’da (χάρτης - hartis) şeklinde yer aldığı, ayrıca; “kağıt” mânâsına gelen (χαρτί – hardi) kelimesinin de kök alâkası içerisinde olması muhtemeldir.)
χαράσεω, Χαραττω (Haraso, Harato: Çizik atmak, çizmek)
χάραξ (Hâraks: Cedvel)
a. خ, ת →χ (hi)
b. ﺭ → ρ (ro)
c. ط → τ (taf)
d. ץש→ ξ (ksi)
9. Arapça: (حوت)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; balık mânâsına gelmektedir.)
ιχθύς (İhthis: Balık)
κήτος (Kitos: Dev bir balık türü)
a. ح → χ, κ (hi, kappa)
b. ت → θ (thita), τ (taf)
c. و → .. (dasia), η (ita-“ί”)
10. Arapça: (دلً) , (دالُ)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; işaret etmek, yol göstermek, delâlet etmek mânâlarına gelmektedir.)
δήλος (Dilos: Görünen)
a. د → δ (delta)
b. ا → η (ita, “ί”)
c. ل → λ (lam(b)da)
d. ع → χ (hi)
11. Arapça: (دان) , (دين)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; borç, kredi mânâlarına gelmektedir.)
δάνος, δάνειον (Dânos, dânion: Kredi, hibe)
a. د → δ (delta)
b. ا → ά (alfa)
c. ن → ν (ni)
12. Arapça: (قول) , (قال)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; dedi, söyledi mânâlarına gelmektedir.)
καλεω (Kaleo: Çağırmak, aramak. İngilizce: To call)
a. ق → κ (kappa)
b. ا → ά (alfa)
c. ل → λ (lam(b)da)
13. Arapça: (افتي) , (فناء )
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; yok olmak, âfete maruz kalma)
θανατος (Thanatos: Ölüm)
τε-θνη-κα (Te-thni-ka: Ben öldüm)
a. ف → θ (thita)
b. ن → ν (ni)
c. ى → ο (o mikron)
14. Arapça: (امانة) , (أمن)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; güvenmek, itimad etmek, korumak mânâlarına gelmektedir.)
άμύνα (Amina: Müdafaa)
a. ء → α (alfa)
b. م → μ (mi)
c. ن → ν (ni)
d. و → υ (i psilon, “ί”)
15. Arapça: (كسم)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; düzenlemek mânasına da gelmektedir. Yazarın burada, âlemin var edilişine; yani düzene sokuluşuna dair görüşe vurgu yapan (κόσμος – kosmos) kelimesini vermesi bu sebeble olsa gerektir. Bu mânâda “kaostan kozmosa” tabirini hatırlatmakta fayda mülâhaza ediyoruz.
κόσμος (Kosmos: Dünya, kâinat)
a. ك → κ (kappa)
b. س → σ (sigma)
c. م → μ (mi)
16. Arapça: (عناء) , (عنى) , (عنو)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; Güçlük, meşakkat, zahmet; şarkı söylemek mânâlarına gelmektedir.)
άνία (Ânia: Kırıklık, kızgınlık, usanç, bitkinlik)
a. ع → α (alfa)
b. ن → ν (ni)
c. ا, ى → α (alfa)
17. Arapça: (رسب)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; dibe çökmek, dibe oturmak mânâlarına gelmektedir.)
μάρσιπος (Mersipos: Hayvanların yavrularını taşıdıkları kese (Lâtince: Marsip(p)ium).)
a. μα → (πρόθημα) [Prothima: Önek]
b. ر →ρ (ro)
c. س → σ (sigma)
d. ب → π (pi)
18. Arapça: (زوج)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; eş, çift, evlenmek mânâlarına gelmektedir.)
ζυγος (Zigos: Dizi, sıra)
a. ز → ζ (zita)
b. و → υ (i psilon “ί”)
c. ج → γ (ğamma)
19. Arapça: (ارض)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; yer, arz mânâlarına gelmektedir.)
άρδευω (Ârdevo: Toprağı sulamak)
a. ا → α (alfa)
b. ر → ρ (ro)
c. ض → δ (delta)
20. Arapça: (كعب)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; küp, topuk mânâlarına gelmektedir. Kâ’be’ye de “kübik” şekli dolayısıyla bu ismin verildiği iddia edilmektedir.)
κίβος (Kivos: Küp. Fransızca: Cube)
a. ك → κ (kappa)
b. ع → υ (i psilon, “ί”), φ (fi)
c. ب → β (vita), π (pi), φ (fi)
21. Arapça: (نال) , (نول)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; elde etmek kazanmak, almak mânâlarına gelmektedir.)
ναύλος veya ναύλον (Navlos veya navlon: Navlun)
a. ن → ν (ni)
b. و → ο (o mikron, “o”)
c. ل → λ (lam(b)da)
22. Arapça: (جلي)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi parlak, hoş mânâlarına gelmektedir.)
κάλλος (Kâlos: Güzellik)
a. ج → κ (kapa)
b. ل → λ (lam(b)da)
23. Arapça: (آسطورة) , ( سطر)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; mitoloji, satır, çizgi, hat mânâlarına gelmektedir.)
ιστορία (İstoria: Tarih)
a. ء → ι (i yota, “i”)
b. س → σ (sigma)
c. ط → τ (taf)
24. Arapça: (لغة) , (لغا) , (لغو)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; dil, heyecan, ilim mânâlarına gelmektedir.)
λόγος (Loğos: İlim, bilme, kelâm, mantık)
a. ل → λ (lam(b)da)
b. ُ → ο (o mikron, “o”)
c. غ → γ (ğamma)
25. Arapça: (صفا) , (صفو)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; arı, duru, bulanık olmayan mânâlarına gelmektedir.)
σαφής (Safis: Saf, açık, net)
a. ص → σ (sigma)
b. ف → φ (fi)
26. Arapça: (خلاص)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; kurtuluş, kurtulma mânâlarına gelmektedir.)
χαλάω (Halâo: Gevşemek)
a. خ → χ (hi)
b. ل → λ (lam(b)da)
c. ص → σ (sigma)
27. Arapça: (سلسل)
(Düzenleyenin notu: Arapça kelimenin Türkçesi; silsile mânâsına gelmektedir.
άλυσύς (Âlisis: Silsile)
a. س → σ (sigma)
b. ل → λ (lam(b)da)


HAKKI AÇIKALIN

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ALLAH İSMİNİN ETİMOLOJİK VE TARİHİ SÜRECİ - ARAŞTIRMA

ALLAH İSMİ ETRAFINDA Bir Görüş Allah ve Elahh kelimelerinin yazılışları farklı (mı)dır? ELAHH (EeLaaHh) ALLAH (EaLlaaH) Bu nedenle; Elahh = Allah anlayışı doğru kabul edilemez. Sadece birinin, diğerinin kökensel atası veya arka planı olabileceği dikkate alınabilir, bu, kuvvetli bir ihtimal de olabilir zayıf bir ihtimal de. Allah kelimesinin ortasındaki vurgu Arabî’de çok önemlidir ve kat’iyyen ihmâl edilemez. Bir kelimenin içinden bir elemanın çıkarılmasının veya ona bir başka unsurun eklenmesinin herşeyi baştan aşağı değiştireceği gerçeği izahtan vareste. Mesela BaTaLun = Kahraman anlamında bir isimken (bizdeki Battal ’ın karşılığı) ; iptal etmek anlamındaki BaTTaLa bir fiildir (Batl, Bat’l). Arabî yazımda her ne kadar aynı iseler de bir unsurun eklenmesi veya çıkarılması ile anlam tamamen değişmiştir. Alaha kelimesi de Arabî’de bir fiil (yüklem) olup ilâhlaştırmak , ilâhlaştırmak suretiyle tapmak anlamlarını haizdir; İngilizce deify , Fransı

LACERTUS FIBROSUS

LACERTUS Merhaba sayın Koryürek, Bugünkü makalenizi key(i)fle okudum, bir Boğaz insanı, hele de 20 senedir ülkesini göremeyen bir mültecî! olarak biraz da hayıflandım, o balıkhâneyi bilirim, zaman zaman da bütün diğer balıkhâneleri de gezerdim.  Yüksek müsadenizle bir dil – etimoloji düzeltmesi yapacağım ; Lakerda nın etimolojisi olarak İspanyolca La Kerrida ’yı vermişsiniz ki, katılmam mümkün değil.  Yakında Istanbul’da Küresel Yayınlar’dan çıkacak olan Türk dilindeki Yunanca Kökenli Kelimeler isimli préliminaire kitabımda da bulunabileceği üzere aşağıda bu kelimenin köklerini veriyorum. Bu kelime daha sonraları yani Latince’den Yunanca’ya lakérda λακέρδα ve "palamut veya orkinos tuzlaması" anlamıyla girmiş oradan da Türkçe’ye intikal etmiştir. Lakerda yapan herhâlde çok azalmış olmalıdır. Le Gaffiot, Dictionnaire étymologique latin - Latince etimolojik lugatında dik dörtgen şeklinde olan, uzunca, boyu eninden fazla duran bir hayvan olan kertenkeleni